Kafeste aç açıkta bekliyor, ne yapmalı, ne yapmalı diye gezinip duruyor, başını bir eğip bir kaldırıp, burnunu birşey arar gibi yere yapıştırarak ilerliyor, aramaktan araştırmaktan bitap düştü ama etrafta tellerden başka birşey görmüyor. Yorulup bir kenara çöküyor, sırtını da tellere dayanınca içeriye bir peynir parçaşı düşüyor. Peyniri almak için doğrulurken altında bir pedal olduğunu görüyor, bu nedir diye ayağıyla yokladığında, bir peynir parçası daha düşüyor, pedalın ne işe yaradığını anlıyor.
Skinner bu süreci görünce çok heyecanlanıyor, bir süre sonra fare acıkınca tekrar pedala basmasını umuyor.
Bu sırada faremiz içinde bulunduğu durumdan son derece rahatsız ama karnını nasıl doyuracağını öğrendiği için de rahatlamış durumdadır. Kendisini kafese koyan şahsa öfkelidir. Tamam, kurtulma olanağı yoktur ama duruma nasıl tepki gösterecektir, elinin altında bir tel kafes ve pedaldan başka birşey yoktur. Kafa yorar, bir süre sonra gidip pedala basar ve peyniri yer. Skinner farenin öğrendiğinden emin olmuştur, "Edimsel Koşullanma"yı buldum diye seslenir arkadaşlarına. Skinner' in sevinci fareyi çileden çıkarmıştır.
Sınırlı koşullar ve malzemeyle tepkisini göstermek için ne yapabileceğini düşünür durur, kafes ve pedala artık istediğinde elde edebileceği peynir de eklenmiştir. Yapabileceği iki davranış vardır, pedala basmak ve peyniri yemek; pedala basmazsa, öğrenemediği düşünülecektir. Geriye prostesto edebilmek için tek şeçenek kalmıştır; pedala basıp peyniri elde edecek ama yemeyecektir. Peyniri yemek beklenilir bir davranışken, yememek bir eyleme dönüşecektir. Bir an kararının sonuçlarını düşünür, acı dolu bir sürece gireceğini tabii ki bilmektedir ama Skinner'' in şaşkınlığını izlemek ona büyük bir keyif ve doyum sağlayacaktır.
Skinner farenin hasta olduğunu düşünerek onu kafesten çıkarınca beklemediği bir şeye daha kavuşur; bir süreliğine de olsa dışarıdadır. Doktorun kendisine verdiği peyniri afiyetle yer.
Comments